bakmak

bakmak
bakmak <-ar> v/i hinsehen; (-e) (suchen) sehen, schauen (nach D; in, auf A); pflegen, sich kümmern um; achten auf A, aufpassen (auf A); besorgen A; zuständig sein für; abhängen (von), Arzt behandeln; Farbe spielen in A; Fenster gehen auf A; Angelegenheit bearbeiten; Rechnung (nach)prüfen; Papiere usw überprüfen, kontrollieren; Schularbeiten machen; sich beschäftigen (mit);
-meye bakmak zusehen, dass; darauf aus sein, zu …;
bak! pass auf!;
MIL sola bak! Augen links!;
bak bak! sieh mal, schau mal;
bana bak! hallo, hör mal!;
bakar mısın(ız)! hallo!, hör(en Sie)!;
bu iş paraya bakar das ist eine Geldfrage;
bakalım oder bakayım [-Ɨːm] in Anrufen doch, (doch) mal, nun;
anlat bakalım … erklär doch mal; in Fragen denn;
ne yaptın bakalım? was hast du denn (da) gemacht?;
-e bakarak im Vergleich (zu);
-e bakınız siehe …;
-e bakmadan ungeachtet G;
baksana, baksanıza! hallo!, hör mal!; hören Sie bitte!;
(bir de) bakarsın ehe man sich’s versieht, ehe du dich’s versiehst;
bu renk yeşile bakıyor diese Farbe spielt ins Grün

Türkçe-Almanca sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Schlagen Sie auch in anderen Wörterbüchern nach:

  • bakmak — I, 102, 192, 340, 425; I I, 16, 26, 33, 144, 250. 292; III, 23, 194. 272,295, 440 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cin cin bakmak — 1) kurnazca bakmak 2) uykusuz gözlerle bakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kem gözle bakmak — 1) kötü niyetle bakmak 2) nazar değdiren bir bakışla bakmak Eh yakışıklı da delikanlı. Bir tanesi kem gözle baktıysa tamam. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kötü gözle bakmak — 1) bir kimse için iyi olmayan düşünceler beslemek, bunu belli edercesine bakmak Tiyatroda kimse kimseye kötü gözle bakamaz. S. F. Abasıyanık 2) cinsel duygu ile bakmak Ben bu kambur kızdan hoşlanmışsam, onu sevmişsem, neden ona kötü gözle bakmış… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yan yan bakmak — 1) göz ucuyla bakmak İhtiyar kadın yan yan torununa bakıyordu. M. Yesari 2) kin, nefret veya öfke ile bakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yan gözle bakmak — 1) yan bakmak 2) belli etmeden, göz ucuyla bakmak Genç bir jandarma zabiti, sert bir eda ile geçiyor, yan gözle bana bakıyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • titrü bakmak — dik bakmak, keskin gözle bakmak, II, 292; III, 272 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • boş boş bakmak — amaçsız, anlamsız ve bilinçsizce bakmak Boş boş baktığımı görünce öfkelenip elindekileri bir köşeye attı. O. Pamuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bön bön bakmak — anlamayarak, safça, şaşkın şaşkın bakmak Söyleyecek söz bulamıyor, bön bön ihtiyar Rum un yüzüne bakıyordum. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dik dik bakmak — çok sert bir biçimde, sert sert, öfkeli öfkeli bakmak Hiçbir şey söylemeden dik dik baktı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”